Gerçekten yazıyorum da ne oluyor?
Takip ettiğim bloglar dışında "kim ne yapıyor, nelerden bahsediyor" diye eskisi kadar karıştırmaya, yeni bloglar keşfetmeye pek fırsat bulamıyorum. Mutlu Eller geçtiğimiz ay 6 yılını doldurdu, bunun vesilesiyle şu sıralar dolaşan blog yazmakla ilgili olan birkaç soruluk mimi cevaplayarak içimi dökeyim dedim. Genel olarak çok "mim" insanı değilim, beni de kimse davet etmedi. (yazar burada ağlıyor) Ancak soruları beğendiğimden cevaplamak içimden geldi diyeyim.
Yakın çevrenizdeki insanlara blogunuzdan söz ediyor musunuz?
Başlangıçta evet. Ya da belki de artık bilen biliyor zaten deyip çok da bahsetmiyorum. Ama şunu da zamanla farkettim ki yakın çevremden gerçekten ilgilenip okuyan az. Bazen sanal dostumun beni nerdeyse çok daha iyi tanıdığını hissediyorum, özellikle satır aralarını okumayı seven biriyse.
Neden blog yazıyorsunuz?Bu soruyu okuyunca ister istemez beni blog yazmaya teşvik edenin ne olduğunu kendi kendime sordum. Bu işe nasıl başladığımı, ilk olarak kimi takip ettiğimi falan nedense hiç hatırlamıyorum. Bir gün kalktım ve "blog yazmalıyım" mı dedim, çok flu bu kısım:) Evet, başlangıcı hatırlamıyorum ama neden blog yazmaya devam ettiğimi biliyorum. Benim için bir anı defteri olması ilk nedenim, tüm yaşamımın özeti burada nerdeyse. Bir şekilde öyle ya da böyle paylaştıklarımla birilerine fayda sağlamak beni mutlu ediyor. Paylaştıklarımın beğenilmesinden dolayı oluşan kişisel tatminim hayatıma olumlu yansıyor ve enerji veriyor. Burası benim alanım ve burayı severek kullandığımdan hiçbir şey zorlama değil, bu da beni mutlu eden bir diğer faktör. Aslında nedenlerim diğer tüm blog yazanlarla benzer özellikte, sadece öncelik sırası farklı belki.
İlk yazınız ile en son yazınız arasında ne gibi farklar var?
Bu sorunun cevabı basit. İlk yazıma bir bakın derim: http://www.mutlueller.com/2010/03/yar-kanevice-canta.html Söyleyeceklerim bu kadar:)
Blog yazmak normal yaşantınıza neler kattı?
Normal yaşamımda bunu blog yazmayan birine anlatmam imkansız. Bunu vakit kaybı olarak görenler çoğunlukta. Ya da çoğumuzun sık karşılaştığı sorulardan biri gibi "eee para kazanıyor musun peki?" diye konuya direkt girenler de malumunuz. Burada başka bir dünya var bizlerin paylaştığı ve birbirimizi anladığımız. Ben size desem ki "hayatıma daha farklı bakmaya başladım", benim ne demek istediğimi anlarsınız. Blog sayesinde güzel insanlar tanıdım, sanal dostluktan gerçek dostluğa dönüştürdüklerim oldu, yıllardır dostmuşuz gibi saatlerce durmadan muhabbet ettiğimiz dostluklar bunlar. "İstanbul`a geliyorum" dediğimde, "buluşalım mutlaka" diye mesaj atanlardan, tatile falanca yeri düşünüyoruz dediğimde tavsiyede bulunanlardan, yazı yazmaya ara verdiğimde "bir şey mi oldu, her şey yolunda mı" diye soranlara kadar....Sayısız güzel insan...
Sadece bu değil. Gezip gördüğüm yerleri daha bilinçli gezmeye başladım, detaylarını okudukça birikimim arttı. Çok profesyonel olmasa da fotoğraf çekmek benim için kaçınılmaz bir hale geldi. Yazı yazmadan önce ön araştırma yapmam birçok yeni şeyler keşfetmemi sağladı. Her anlamda olumlu besleniyorum buradan, ki bu sebeple benim için yeri hep ayrı. Mutlu Eller, çok sık yazamasam da bu geçen 6 yıl boyunca hayatımın önemli bir parçası haline geldi.
Yakın arkadaşlarınıza blog yazmalarını önerir misiniz?
Genel olarak evet. Facebok, Instagram, Twitter gibi sosyal medya araçlarının kullanımı başka, blog yazmak bambaşka bir tecrübe. Bizim ailede tek blog yazan ben değilim mesela. Peer Ole`yi bu konuda ikna etmem hiç zor olmadı: https://www.carsandnews.com/formula-1-news Eşim de yelken tutkusunu yazıya dökeli epey oldu: http://www.xtreme-sailing.com Görüldüğü gibi iki aile üyesi de çok 'cool' olduklarından İngilizce yazmayı tercih ettiler.
Hangi kaynaklardan ilham alıyorsunuz?
Hayatı dolu dolu yaşayan birinin blog yazmak konusunda zorlanacağını hiç sanmıyorum. Benim için her şey yazı konusu olabilir. Bu yüzden de tek bir konuya odaklı yazamıyorum.
Diğer blog sahipleri ile iyi iletişim kuruyor musunuz?
Benim açımdan evet. Sadece blog üzerinden değil, mail yoluyla veya başka sosyal medya araçları kullanarak sürekli iletişim halinde olduğum blog dostlarım var elbette. Blog etkinliklerinin hepsine sıcak bakmasam da zaman zaman katıldıklarım oluyor.
Rahatsız olduğunuz konular var mı?
Rahatsızlık değil de üzüntü duyduğum konular var. Kabul, biz blog yazarak ardımızda edebî eserler bırakmıyoruz. Ancak hiç olmazsa biraz özen göstermek gerekmez mi? Oldukça özensiz, yazım hatalarının sık yapıldığı yazıları istesem de okuyamıyorum. Mükemmel olmaktan bahsetmiyorum, ki hiçbirimiz değiliz, sadece okuyucular olarak biraz özeni hak ediyoruz diye düşünüyorum. Önceliğin para kazanmak olduğunu hissettiren bloglardan da uzak duruyorum. Elbette para kazanılabilir ama bangır bangır yapılan şekli beni rahatsız ediyor.
Başta da belirttiğim gibi 'davetsiz' olarak soruları alıp cevapladım. Aranızda cevaplarını çok merak ettiğim arkadaşlar var ancak kimseyi sıkıştırmak istemem. Beğendiyseniz buyrun katılın.
Ben de bu kategoridenim sanırım, bloglar arası "bize de bekleriz"lerden uzak kaldığım, kimsenin "bana da uğramasıyla" ilgilenmeden yazdığım için uzak kaldım bu mimlerden falan. :) Bu soruları çok sevdim, bana da kendimi düşündürttü ister istemez, en kısa zamanda yapayım ben bunu. :)
YanıtlaSilZevkle okurum yaparsınız:)
SilNeden blog yazıyorum, daha doğrusu hala neden devam ediyorum diye bazen ben de soruyorum kendime. Bu mime dair düşüncelerimi yazmak isterim. İyi fikir. Paylaşım için teşekkür ederim...
YanıtlaSilRica ederim, siz de yazın lütfen.
Sil1- İlk yazın kanaviçe çantaymııış! Tam benlikmiş, fark etmemişim ben onu:)
YanıtlaSil2- Verdiğin aralar biraz uzasa da bu sıra, bence yazmaya, paylaşmaya devam etmelisin. Bu alemde sevdiğim, görüştüğüm arkadaşlardan birisin ve ben pek memnunum doğrusu.
3- Yakın çevre okumuyor hakikaten:) Bilinçli olduğunu düşünüyorum:) O yüzden Facebook'ta yazılarımı pek paylaşmıyorum mesela. Canları sağ olsun=
İlk yazılar tam facia:)
SilBen de senin yazılarını seviyorum Sezer`cim, karşılıklı:)
Verdiğiniz yanıtlarda biraz da kendimi buldum. 'Ben de böyle yanıtlardım herhalde!' dedim kendime ;) Zaman içinde elediğim bloglar da oldu. 'Mutlueller' ise keyifle takip ettiğim bir blog. Bu yüzden fırsat buldukça yazmaya devam etmelisiniz. Emekleriniz ve güzel paylaşımlarınız adına teşekkürler..
Sil@sezer eser perker,
SilSezer'cim 3. Yanıtındaki düşüncelerine aynen katılıyorum. Yakın çevrenin bu yaklaşımının 'görmezden gelmelerin' bilinçli olduğunu düşünüyorum..Ama bu duruma hiç takılmıyorum. Bu yüzden kişisel face'de 'izler ve yansımalar'ı alt sayfa olarak açtım. Özel hiçbir şeyi burada paylaşmıyorum, sadece blog yazılarımı paylaşıyorum. Sen de face'de kişisel hesabının altına 'Klio'nun Şarkısı' nı sayfa olarak açabilirsin. Bu bir öneridir. Yakın çevrenin canı (!..) sağ olsun ;) ne varsa uzaklarda var :))
Güzel yorumunuz için çok teşekkürler:) Yazmaya devam o halde:)
SilSezer`e verdiğiniz öneriyi benim de denemem lazım. Face`de "Mutlu Eller" var ama sadece dikiş işlerimi paylaşıyorum. Kişisel sayfamdan ise blog yazılarını paylaşmayalı çok uzun zaman oldu. Sevgiler:)
Canım Semi, yazılarını özlemişim, iyi ki blog yazıyorsun :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler:) Her yere yetişemiyorum ama devam:)
SilBlog yazmak güzel şey Semi, Instagram blogları sekteye uğratsa da, blog yayınlarının sayısı seyrelse de güzel şey! Ben ilk başta sadece yazmak için yazdım, yazmayı, anlatmayı sevdiğim için, çocukların bu dönemlerinin günlüğü olsun gibi de düşünerek yazdım ilkin ama sonra sonra yaptığım elişlerini de paylaştım. Ve bir gün kötü bir şey oldu ben yazmayı bıraktım. Farkettim ki, düşüncelerini sakınmadan yazmak, ailenden, yaşadıklarından bahsetmekle, samimi olmakla kötü niyetli kişilere kendini sakınmasız açmakla hata etmişim. Birileri bunları tek tek toplayarak, 500 yayını dedektif gibi inceleyerek, tabiri caizse beni masaya yatırmış da haberim yokmuş...
YanıtlaSilYine yazıyorum ama korka korka biraz, sakınarak, ne feci di mi, ama maalesef böyle...
Ne dertliymişim arkadaş :)
Sen yaz Semicim, bırakma sakın ;)
Öperim çok çok
Başına geleni okuyunca çok şaşırdım ve üzüldüm:(
SilBöyle insanların varlığı bile beni rahatsız ediyor.
Yaz yine de sakın bırakma. Özel şeyler paylaşmasan da yaptığın harika işlerini paylaş.
Çok teşekkürler her zamanki desteğin için Esen`cim:)
İnstagram yüzünden blog yazmak biraz geri planda kalsa da blog yazmayı daha çok seviyorum ben sanırım.Sevdiklerimi okumayı neler yapmışlar diye bakmayı,fikir almayı.Bu yazını da severek okudum.Gideyim ben de fotoğraflarımı düzenleyip bir yazı yazayım.Özendim valla:)
YanıtlaSilInstagram blogun yerini tutmuyor. Güzel seviyorum orayı da ancak blog paylaşımları farklı. Çok teşekkürler yorumun için, sevgiler:)
SilBazen aklımdan bir şeyler geçiyor ama ben bir türlü onları bir araya getirip anlamlı bir şeyler yazamıyorum . Sonra çok sevdiğim , yazılarını hayranlık ile okuduğum sen bunları öyle güzel anlatıyorsun ki ... Açıp yazını tekrar okuyorum .Bence sen , seni okuyan insanların yüzünde gülümseme olması için yazıyorsun :)
YanıtlaSilÇok çok güzel yazmışsın . Bu arada Peer Ole 'nin bloğuna daha fazla yazmalı . Anne - oğul hayran bıraktırma konusunda oldukça başarılısınız :)
Ne güzel bir yorum! Bunu hak edecek şeyler mi yazdım bilemedim, kendimden şüphelendim şu an:)) Çok teşekkürler Serra`cım:)
SilPeer Ole`yi internette faydalı bir şeylerle uğraşsın diye teşvik ettim biraz. Resim yaptıkça paylaşıyor. Hoşuna gitti, devam etsin diye biraz dürteyim onu:)
Blogların, kopya içeriklerle dolu internet alemine zenginlik getirdiğini düşünüyorum. Ama bu SEO'ya uygun yazıydı, PR şirketlerinin peşinde o otel senindi bu etkinlik benimdi diye kendini heder etmekti blogları bitiren şeyler bunlar buna rağmen blog candır diyorum devammm Semi :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Alp. Yazdıklarına aynen katılıyorum maalesef.
Sil