Geçen hafta planıma sonradan dahil olan kısa bir İstanbul ziyaretinde yine boş durmadım. Vakit dar olduğundan mekan seçme şansım pek yoktu ama en azından daha önce ziyaret etmediğim İstanbul Büyük Saray Mozaikleri Müzesi`ni ziyaret etme şansını yakaladım. (Bu müzeyi ilk defa Güven`den duymuştum. http://www.benolmeden.com/2013/10/buyuk-saray-mozaikleri-muzesi-istanbul-ziyaret-ucret.html )
Müze, Güven`in de yazdığı gibi çok büyük değil. Mozaik müzesi anlamında son olarak gördüğüm Gaziantep`teki Zeugma Müzesi`nden sonra açıkcası bana çok etkileyici gelmedi. Yine de böyle bir müzenin varlığını bilip, gidip gördüğüm için mutluyum. Kaldı ki söz konusu mozaik ise her zaman ilgimi çeker.
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi adından da anlaşılacağı gibi Bizans İmparatorluğuna ait Büyük Saray`ın mozaik döşemesi korunarak inşa edilmiş. Mozaiklerin tarihi olarak M.S. 450-550 yılları arasında olduğu biliniyor. Bu mozaikleri görünce kim bilir saray nasıldı diye düşünüyor insan.
Şimdiye kadar gördüğüm diğer mozaiklerden farklı olarak burada daha çok av sahneleri görmek mümkün. Mitolojik anlatımlar, çocuklar, doğa gibi daha önce pek de alışık olunmayan temalar kullanılmış. Bu sebeple çocukların ilgisini her zamankinden daha çok çekti.
Kai Felix`in favori sahnesi bu maymun oldu. Komik geldi, sağdan soldan kendisi de fotoğraflamaya çalıştı.
Bir yüz ifadesini bu küçüçük taşlarla verebilmek ne kadar büyük bir ustalık! Kalemle dahi çizemeyen biri için (ben mesela) imkansız gibi bir şey.
Ziyaret ettiğim müzelerden ıvır vızır pek almasam da kitaplara hayır diyemiyorum. Çıkışta kitaplara bakayım dedim, müzeyi anlatan güzel kitaplar vardı ancak hiçbiri Türkçe değil. Görevliye Türkçesi yok mu diye sordum, bana 'Nişantaşı Türkçesiyle' : "Türkçesini pek tercih etmiyoruz" dedi:) Güleyim mi ağlayayım mı bilemeyeceğim bir durum oldu. Hımm, demek öyle. Bunu şöyle düşünsenize; Avusturya, Almanya, ingiltere gibi ülkelerde müzede yer alan kitaplar 5-6 dilde var ama Almanca ya da İngilizcesi yok. Düşüncesi bile imkansız geliyor insana!
Bizde ağırlıklı olarak yabancıların ziyaret ettiği müzelerde sanırım bu durum kaçınılmaz. Üstelik son yıllarda Müzekart gibi bir kolaylık var, böyle müzelere ve daha birçok şahane müzeye nerdeyse çay-simit parasına giriyorsunuz. Çocuklara ücretsiz. Daha ne olsun!
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi`nin yeri çok kolay. Sultanahmet Camii`nin arkasında, Arasta Çarşısı`nın içinde yönlendirmeler oldukça yardımcı, bulamamak mümkün değil.
http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,43826/istanbul---buyuk-saray-mozaikleri-muzesi.html
http://www.arastabazaar.com
Arasta Çarşı`nın içinden geçerken ayaklarımızı da belgeledikten sonra rotamız Sultanahmet Köftecisi oldu. O gün Sultanahmet Meydanı`nda olmadığı kadar insan vardı içerde ve dışarda bekleyen. Neyse ki alışmışlar artık, sıra çabuk ilerliyor, hızlı bir akış var.
Ayasofya`ya gişe kapanış saati olan 16.00`dan önce girmeyi başardık. Peer Ole daha önce okulla da gelip gördüğünden çok istekli değildi. Ben de çok kez gördüm ama bu kadar boş ilk defa yakaladım. Kai Felix için bir ilkti, o yüzden en çok fotoğrafı da o çekti.
Ayasofya ile ilgili çok daha güzel nice fotoğraf görmüşsünüzdür kesinlikle. O yüzden karanlıkta çekmeye çalıştığım fotoğraflardan sizi mahrum bırakma niyetindeyim:)
Makine olsaydı da şu ışık süzmelerini çekmeyi deneseymişim! Ayasofya zaten başlı başına ihtişamıyla büyüleyici bir yer, bir de nefis bir ışık var içerde. Kaç kere görmüş olursam olayım beni müthiş etkiliyor!
Sultanahmet Meydanı`nda her zaman görmeye alışık olduğumuz turist gruplarının yoğunluğu pek yoktu. Ayasofya girişinde ise gişe önünde kısa denilebilecek bir sıra vardı ama zaten Müzekart sayesinde hiç beklemeden girdik. Büyük Saray Mozaikleri Müzesi`nde de bizden başka gezen iki turist vardı. Meydanda çok sayıda polis aracı gördük, belli ki terör olayından sonra hem güvenlik artmış, hem de hissedilir şekilde turist sayısı azalmış.
http://ayasofyamuzesi.gov.tr
Kısa bir İstanbul ziyaretini böyle değerlendirmiş olduk. Ertesi gün sabah erkenden ufak bir süpriz için Hamburg`a uçtuk. Bu hafta sonu ziyaretini ayrıca anlatacağım.
Not: Fotoğrafları lütfen izinsiz kullanmayınız.
Geziniz çok güzel geçmiş Semi.Biz de Deniz küçükken 3 kişi sizin rotayı takip etmiştik.Ek olarak Topkapı Sarayı'nı da gezmiştik.Oğlanlar büyüyünce tekrar gitmek gerekecek.Umarım bizimkiler de müze gezmeyi severler.Mozaikler konusunda Zeugma'yı görmek aklımda ama oraya kadar gitmişken güzel yemeklerden yemeden dönmek olmaz.Eşimin diyetinin bitmesini bekliyorum elbette pes edecek :)
YanıtlaSilSadece birkaç saatte anca bu kadar:) Topkapı için zaman yetmez diye gitmedik. Benimkiler seviyor müzeleri. Çok ilgilerini çekmiyorsa bazen biraz daha hızlı geziyoruz. Antep yemekleri nefis tabii ki:) Biz de çok yedik orda. Evet, önce diyeti bir kenara bırakmak lazım:))
SilSonunda ziyaret etmişsiniz! Umarım ailecek bana küfür etmediniz burası ne böyle diye düşünerek. :DD Müze müzedir değil mi ama? :D Çocuklar gibi ben de Ayasofya'da oraya yaslanıp seyretmeye bayılıyorum. Turist de dediğin gibi bir tek Ayasofya'da yoğundu.
YanıtlaSilÇok canım ne küfrü, gezilmedik müze kalmasın. O civarda çoğunu gezmiştim zaten, favorim İstanbul Arkeoloji Müzesi. Eğer bu müzeye gitmeseydim oraya tekrar gidecektim. İyi oldu gördüğüm:)
SilBu müzenin varlığından haberim yoktu. Güzel yermiş...
YanıtlaSilYolunuz düşerse çoluk çocuk gidin, küçük ama hoş bir müze.
SilNadide bir yer;kesinlikle...
YanıtlaSilBence de, görülesi bir yer.
SilVay, bir sloukta okudum Semi, eline sağlık, Türkçe konusuna takıldım ben de :)
YanıtlaSilTeşekkürler Bolat, sen gezmişsindir kesin buraları:)
SilSemicim İstanbul'a ikinci gezimiz kesinlikle müze odaklı olacak, fotoğraflar çok güzel yakından görmeyi çok isterim, kahve alabildin mi merak ettim :)
YanıtlaSilKahve kaldı ya, İstanbul`da çok kısa kaldık. Sadece bir öğleden sonra gezebildik diyeyim.
SilMüze çok gerçekten, gitmişken birkaç tane görürsün. Bazıları aynı yerde zaten, özellikle Sultanahmet öyle. Sevgiler Derya`cım:)
Ne kadar güzel ve yaratıcı motifler beni benden aldı. Umarım görme imkanım olur. Bu arada merhaba.
YanıtlaSilÇok teşekkürler, sevgiler...
Sil