Ne demiş Danimarkalılar, "Leg Godt", "iyi oyna" ya da en iyisi bildiğimiz adıyla LEGO!
Bilmeyen yok; basit olduğu kadar, yaratıcılık ve el becerisi kazanma gibi önemli kazanımları eğlenceyle birlikte bünyede barındıran bir oyuncak markası desek yetmez ama idare eder:)
Lego ile tanışıp, nasıl bir dünya ve oyuncaktan fazlası olduğunu öğrenme sürecim çocuklarla birlikte başladı. Benim çocukluğum yokluk içinde geçti gibi bir 'acıtasyon' yalan olur ancak doğru dürüst bir oyuncakçı da anılarımda yer etmemiş. Olsaydı da Lego olur muydu, ilk olarak ülkemize ne zaman geldi gibi soruların cevaplarını da bilmiyorum. (tahmini 80`li yıllar)
Sonrasında adını duyduğum Lego, benim için sadece bir oyuncak markasıydı, Türkiye`de birbirinin içine geçen aşağı yukarı her oyuncağa söylenen isimdi, pahalıydı ve 'çakma' modelleri boldu.
Bu düşüncenin üzerinden yıllar geçti, son 11 yıldır çocukların büyümesinde her adımda kullandığımız Lego`yu tanıdım, çıkan her modeli hayranlıkla izledim , yenilikleri çocuklar kadar heyecanla takip eder hale geldim. Evdeki en eski Legolar ise eşimin çocukluğundan, yani 50 yıllık nerdeyse!
Discovery Channel idi sanırım, bir gün Lego ile ilgili bir belgesele rastladım. Benim için en ilginç bölümü tasarım ekibiydi. Lego`nun mini figürlerindeki yüzlerin nasıl tasarlandığını anlatıyordu; hırsız, polis, kovboy, itfaiyeci...çizimden önce çocukların gözünde onların nasıl göründüğü araştırılıyor, yani hırsız deyince bir çocuğun aklına nasıl bir yüz, kıyafet, aksesuar geliyor gibi. Çocuklara yaptıkları anketler, sorular eşliğinde şekilleniyor, Lego City`de hangi trenler kullanılacak, gene aynı yöntemle tespit ediyorlar.
Aynı belgeselde dünyada ilk bilgisayar oyunlarının yoğun olarak oynandığı dönemde Lego`nun birkaç yıl zarara uğradığı belirtiliyor, bunu da teknolojiye yenilmeyip Disney film figürlerini ve oyunlarını piyasaya sürerek aştıklarını anlatıyorlardı. Arkasından gelen Lego Teknik ise sadece çocukları değil, büyükleri de peşinden sürükledi. Lego Mimari serisini de bilmeyenler için not düşmüş olayım. Çocuklar bir yana benim favorim Lego City. Piyasayı takip etmek adına çıkardıkları, ismini bile söyleyemediğim o tuhaf karakterleri ise hiç sevmiyorum.
Tekniğe çok meraklı biri olmasam da gaza gelmeye müsaitim demek ki, geçen yıl Peer Ole Lego Teknik serisinden dozeri almaya ikna etti beni. Zırt diye alınacak bir şey değil tabii, bir kısım karne hediyesi gerisi kendi kumbarasından olarak birleştirdik. 4 kişi, 3 günde çalışır hale getirebildik! Yapmaya çalışırken söylendim durdum, arada kendime de kızdım. Nasıl detaylı, tasarımı tam bir deli işi! Bu kadar günden sonra aklımda tek bir soru vardı: "ya çalışmazsa?" Çalıştı ve mutlu son:)
Bu yaz geleneksel Hamburg ziyaretine Lego adını duyunca bir sergi daha ekledik. 3 yıl önce gittiğimiz Danimarka Billund`daki Legoland hafızalarımıza kazınmıştı. Böylesine bir etki beklentimiz olmasa da Hamburg`da geçici olarak Lego Zeitreise sergisi olduğunu gitmeden önce not etmiştim.
Sergi Hamburg Arkeoloji Müzesi`nin bir bölümünde. Çocuklar için giriş ücretsiz, bizim ödediğimiz ücret de sadece sergi değil, müzenin tamamı için geçerli. Rehber eşliğinde gezilebildiği gibi, Lego`dan mamut yapıp doğum günü kutlamak da mümkün:)
"Müzeciliği onlardan öğrenecek değiliz" kıvamında olamıyoruz ülke olarak. Şöyle ki; böyle basit bir Lego sergisi olarak görünen bir sergi bile arkeolojik bulgularla birleştirilerek, dönemler Lego ile inşa edilmiş. Diğer yandan çocukların anlayabileceği şekilde açıklamalarla objeler sergileniyor, yani herkesin kafasında en basit şekilde zaman yolculuğu başlamış oluyor.
Taş Devri, Romalılar, Vahşi Batı, Çin İmparatorluğu, Mısır, Vikingler, Antik Yunan, günümüz şehirleri... Minik detaylar arasında kaybolma oyunu... Bu oyunda çocukların görevi dönemsel yapılmış 12 hatayı bulmak!
Taş Devri`nde pusulanın işi ne? Ya Antik Yunan`da hız tabelası? Sahi duvar saati o dönemde var mıydı?
Çok büyük bir sergi değil ama tüm bu hataları bulmak için birkaç tur atılıyor, arada kopya çekildiğine de tanık oldum ama neyse geçmişi çok kurcalamanın anlamı yok:)
Kapanışta herkes dilediği gibi Lego oynasın, dünyadan kopsun diye oyun köşesine bırakıyorsun çocuğunu, dilersen kahveni iç, gazete-kitap oku. Hatta örgü ören bir anne gördüm! Abartmak serbest yani:)
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ole Kirk Christiansen, Lego`nun kurucusu. Yoksul bir ailenin 10. çocuğu olarak 1891`de Filskov, Danimarka`da dünyaya gelir. Marangozdur, işini kaybettiği bir dönemde, 1932`de tahtadan oyuncaklar yapmaya başlar. Eşinin ölümüyle birlikte 4 oğluyla yalnız kalan Christiansen, tahtadan yaptığı küçük ördekleri çocuklarının çok sevdiğinden ilham alarak üretime geçmeye karar verir. Yani aslında ilk Lego tahtadan! 1949 yılında birbirine geçmeli plastik parçalar haline gelir, 1958`de ise oğlu Godtfred, Lego`nun patentini alır.
uuu beybi :)
YanıtlaSilbenim hiç sabrım yoktur lego ya da puzzle için biliyo musun :)
Puzzle için değil ama Lego`ya sabrım var be ya:))
SilÖpüldün:)
Allah'ım Masalcı Semi iş başında! Harika şeyler okuyorum, ellerin dert görmesin, o güzel aklına sağlık.
YanıtlaSilFakat öte yandan, bacım; ne gerek var bunlara, otursun iki rekat namaz kılsınlar, yarın cehennemde çatır çatır yanacağız...hahahaha!
O hale geliyoruz değil mi:))) Çocukları hazırlamak lazım:))
SilYazıyı beğendiğine sevindim, öpüyorum seni:))
Bu muze tam ananeme goreymis. Yegenlerimle yere oturup lego yapmisligi vardir daha dogrusu cocuklar buyuyene kadar bu sahne hep tekrarlanirdi. Bayilir hatun kisi legoya. :D ( Ben de tabii )
YanıtlaSilAnneanne süpermiş:)
SilBize gönder, acayip mutlu olur bizde:))
yapilan kucuk seylerin bile buyuk seylere donusmesinin hikayesi. hayata tutunca, game changer oluyorsun. oyunda her sey degisiyor yani. Cok guzel bir yazi olmus yine.
YanıtlaSilÇoooooook teşekkürler:)))
SilOrlando'da Legoland vardı biliyor musun?:) Aklım kaldı ama vakit yoktu orayı gezmeye ve bu sergi gibi ücretsiz değildi, epeyi bir giriş ücreti vardı:) Fakat incelediğim kadarıyla müthiş bir yer. Bu sergi de harikaymış. Dönemsel hataları bulma fikri çok iyi. Bayıldım.
YanıtlaSilZırt diye alınamadığı fikrine de katılıyorum:) Bizde de karne hediyesi olarak alınmış bir sürü seri var:)
Danimarka Billund`daki Legoland`a 3 sene önce gittik. Legoland, Disneyland gibi biraz tuzlu. Otellerde kalırsan giriş ücretleri de içinde oluyor. Gene de pahalı tabii. Ama büyülü bir dünya, çocuklar hala tekrar gidelim deyip duruyor:))
SilSen de güzel gezmişsin ama, her yere gidilmiyor. Legoland`a gitmeye kalksan gene 2-3 gün harcaman lazımdı muhtemelen.
Zırt diye alınmıyor, gerçekten pahalı. O yüzden tüm Legoları Hamburg`a gidince alıyoruz. Lego Teknik ciddi paraydı, her yaştan fanatikleri var. Çoğu da koca koca insanlar.
Geçen hafta İngiliz kanallarından birinde uzun bir tartışma vardı legolar, küpler ile oynamak yerine, ebeveynleri tarafından ellerine tablet bilgisayar tutuşturulup orada oyun oynayan çocukların motor zekâlarının gelişiminin nasıl eksik kaldığı ile ilgili. Çocuğuna klâsik oyuncaklar alan veya çocuğuyla bir yere giderken yanında oyuncak taşıyan ebeveyn sayısı gittikçe azalıyor. Kendileri kafede, otobüste vs. otururken akıllı telefonlarını kurcalamaktan başka bir şey yapamayan ebeveynler, çocuklarını oylamak için ellerine akıllı telefon, tablet bilgisayar tutuşturup, kendilerinden daha da zekâ küpü gelecek nesiller yetiştiriyorlar.
YanıtlaSilSizin çocuklarınızla ilgili her yazınızı okuduğumda, ne olur böyle anne babaların sayısı daha fazla olsa diyorum, dünyaya iki güzel çocuk yetiştirdiğiniz için en içten şekilde teşekkür ediyorum.
Bu bahsi geçen çocuklu manzaraları fazlasıyla görüyoruz buralarda da. Çocuğa sunulan şey önemli, okula başlayan ama makas tutmayı bilmeyen çocuklar var.
SilTamamen yasaklamak da doğru bir yol değil, biraz dikkatliyiz bu konuda sadece. Kafede veya yolculuklarda yanımıza oyuncak alıyoruz. Boya kalemleri, kağıt vs. yanımızda her zaman var. Kai Felix her fırsatta origami yapıyor:)
Güzel düşünceleriniz için çok teşekkürler. Yapmaya çalıştığımız her zaman kolay değil. Hep mücadele. Çocuğa tatmin edici cevaplar vermek, biraz yönlendirmek, doğayı keşfetmesini sağlamak....zaman ve sabır istiyor. Hiçbir şey emeksiz olmaz, çocuk büyütmek hele hiç...
Az önce bloguma eklediğim Lego başlığının üstüne bu yazıyı görünce çok sevindim. Sürpriz oldu. İlerleyen süreçte ben de bir Lego yazısı yazmayı düşünüyorum. Eğer sakıncası yoksa yazılarınızdan kaynak göstererek alıntı yapmak isterim. Yazı için teşekkürler. Sevgiler.
YanıtlaSilHemen baktım. Lego City benim de en sevdiğim:)
SilYazılardan alıntı yapabilirsiniz, sakıncası yok. Hatta fotoğraf isterseniz de fazlasıyla yardımcı olabilirim:)
Sevgiler:)
Legonun iyi oynanın kısaltılmışı olduğunu bilmiyordum. Benim oğlum makina müh. okuyor. İlk oyunckları legoydu. O zamanlar türkiyede yoktu. Babası dışarıya gittiğinde getirirdi. kendi de mak.müh olduğu için sanırım kendini tatmin ediyordu. En çokta kendi oynuyordu. Ama oğlumun gelişimine büyük katkı sağladığı kesin. İnanılmazdır. En son yığınla legoyu başka çocuklar yararlansın diye doğuda bir okula gönderdim.
YanıtlaSilOğlunuz şanslıymış gerçekten. Eşiniz gibi biz de meraklı olunca çocuklarla birlikte yeni ne çıkmış hepsini takip ediyoruz:) Eşim de mühendis ve Legoları çok sever:)
SilLego gerçekten çocuklar üzerinde çok etkili, el becerisi ve hayal gücünü tetikleyen bir oyuncak. Çok da zevkle oynanıyor:) Çocuklar büyüyünce sanırım ben de sizin gibi başka çocuklara vereceğim. (vermeye kıyamadıklarımızı ayırıp) Sevgiler:)
ne güzel yazmışsın yine Sevgili Semi:) Sana hitap ederken poçuların Sevgili Sezen hitabı gibi Sevgili sıfatını koymadan yapamıyorum nedense. Öyle bi naiflik geçiyo senden bana çünkü. Sen diyorum çünkü öyle bi samimiyet de geçiyo. Ben de 2 3 yıl önce ikinci CISV kampım için Aarhus'a gitmiş day offumu da Billund Legoland'de geçirmiştim o güne döndüm okurken çok merci:) Çocukluk anılarımda da geniş yer tuttuğu gerçek tabi legoların bi taraftan da. Sonuç olarak benim açımdan okuması çok keyifli bi yazı olsu teşekkür ediyorum. Maceraların devamını takipteyim.
YanıtlaSilSevgiler,
Selin
Sevgili Semi olmaktan gurur duydum, dilediğin kadar söyleyebilirsin:)
SilBillund Legoland nasıl da büyüleyici değil mi? Ben bile çıkmak istemedim, daha çok da hayranlıkla izledim aslında. Sabahın erken saatlerinde gittiğimizde nasıl özenle ve dikkatle temizlediklerini gördüm. Billund`da yemek yediğimiz yerlerde Lego dolu oyun köşeleri ve aynı zamanda sanat kokan mekanlara tanık oldum.
Yazdığım gibi ben Lego`ya yetişemedim, biraz daha yazarsam yaşım ortaya çıkacak:)
Eşim çok oynamış, eşimin annesi çoğunu saklamış. Şimdi bizim evdeler:)
Maceralarım çok da yazacak çalışkan bir ruh aranıyor:)
Çok teşekkürler güzel yorumun için Sevgili Selin:)
sizde lego babadan oğula geçmiş:)
YanıtlaSilyapmaya sabrım yeter mi denemedim ama çocuklar için faydalı ve eğlenceli olduğunu biliyorum:)
yine semi, yine güzel bir yazı. bir anda herşeyi unuttum, yeğenlerimin legolarla oynadığı günleri hatırladım. eskidendi, çok eskiden:)))
öpüyorum seni
Gerçekten öyle oldu:)
SilÇok sabır gerekmiyor aslında, ben de sabırsızım ama onlarla birlikte ben de yapıyorum.
El becerisi için ve yaratıcılık açısından çok iyi bir oyuncak. Yetişkinler için bile:)
Ben de seni öpüyorum Nagehan`cım:)
:) :) Bu kadarını bilmiyordum. Ya da hiç ilgilenmemişim gerçek olarak. Ne çok çeşidi varmış. Puzzle seven biri olarak, alsam mı ne.. :)
YanıtlaSilPuzzle`dan biraz farklı, bence daha zevkli. (zevk-renk meselesi tabii:))
SilÇeşitleri çok gerçekten, buraya hepsini yazmadım. Lego dükkanlara girince kaybediyor insan kendini. Yetişkin takipçileri de çok bu arada. Yani çocuk oyuncağı olarak bakmamak lazım:)
Hayran hayran okudum yazını. Ne güzel. Ben de gitsem keşke. Hele aile şirketi olup da taht kavgasına girmeden Dünyanın en büyük markalarından biri ol. Bravo,Christiansen family:) Ama en büyük bravo bize bu güzel yazıyı hazırlayan Semi'ye:))))
YanıtlaSilÇok teşekkürler, beğenmenize çok sevindim:)
SilAnlatacak çok şey var aslında, benimki biraz özet niteliğinde.
Legoland Danimarka başta olmak üzere, Almanya, İngiltere, Amerika ve Malezya`da var. Buradan da inceleyebilirsiniz:
http://www.legoland.com/
Umarım bir gün siz de gidersiniz:)
Sevgiler:)
Oyuncaklar ile oynamayı sevmeyen bir oğlum olduğundan en çok özendiğim şey Lego ile oynayan ve buna ilgi duyan çocuklar...
YanıtlaSilBenim içim gitti okurken ve fotoğraflara bakarken :)
Belki de sever. Çocuklar hiç belli olmuyor. Bazen beğenmediklerini, üzerinden biraz zaman geçince sevebiliyorlar.
SilÇocuğunuzu tanımadığım için kesin bir şey yazmam zor tabii.
Bizim evde Lego hep vardı, Duplo ile başladılar, şimdi Lego Teknik`e kadar geldik.
Ama sürekli Lego ile oynanıyor demek değil bu tabii. Zaman zaman başka oyuncaklar devreye giriyor, sonra an geliyor gene Lego ile oynuyorlar.
Yazdığım gibi çocuğunuzu tanımadığımdan ve kaç yaşında olduğunu bilemediğimden önerebileceğim tekrar denemenizdir.
Sevgiler:)
Sen not düş ben linkle son dönemdeki hayalimi paylaşayım post altında bari :D
YanıtlaSilhttp://architecture.lego.com/en-us/architecture-studio/architectural-studio-product-info/
Güzel bir hayal:)
SilGerçek olabilir ama, çok da zor değil.
Ben de evdeki zulaya Lego Mimari serisinden birini attım:)
Lego benim en iyi arkadaşımdı küçüklüğümde. "Güven'in önüne koy Lego'yu, bırak saatlerce oynasın" derlerdi. :) Daha sonra benim legolarımla kardeşim oynadı ama o çabuk sıkıldı, zira teknolojik aletler daha ilgi çekici sanırım.
YanıtlaSilBahsettiğiniz belgeseli merak ettim, bir yerden bulup izleyeceğim mutlaka.
Sergi de süpermiş, keşke buraya da getirseler. Son fotoğraftaki Lego'ların içine ise atlayasım gelmedi değil. :D
Bu arada benim zamanımda Legolar bu kadar pahalı değildi, son zamanlarda mı arttı nedir? :)
Tam ideal bir çocukmuşsun o halde:))
SilÇocukları biraz yönlendirmek lazım. Hepsi çok kolay teknolojiyi tercih eder durumda. Yukarıda yorumlardan birinde (A Cat From London) konuyla ilgili dikkat çekici bir aktarımı var.
Türkiye`de Lego gerçekten pahalı bir oyuncak. Ya da şöyle diyeyim, Çin malı diğer oyuncaklarla karşılaştırırsan altın alır gibi:) Mesela City serisinden ortalama büyük bir set 80-100 gibi düşün. Ki bu rakam set büyüdükçe 200-300`e çıkıyor. (böyle rakam aralıkları verdim ama çok Lego çeşidi var, türüne göre de değişiyor haliyle.) İnternette ucuza bulunabilir belki. Ben Türkiye`den hiç almıyorum. Yurt dışında nerdeyse yarı fiyatına alıyorsun.
Sergi güzeldi, çok büyük değil, dönemsel anlatımlı olması özellikle çok iyiydi. Anladığım kadarıyla gezici bir sergi, yani bakarsın gelir İstanbul`a...
Bizim çocukluğumuzda yoktu lego ya da bizde yoktu ama sanırım üzerileri tırtık tırtık geçmeli başka bir takım 'şey' ler vardı evde. Ben de Lara ile heves ettim yavaş yavaş (onun legoları kafası kadar parçalardan oluşuyor şimdilik ve sadece devirmeyi seviyor ) ancak tasarımında bu kadar detaylara girilmesi beni daha da heveslendirdi şimdi. Yine teşekkürler Semi' cim :)
YanıtlaSilO geçmeli şeylerden benim de bir ara vardı. Seninle aynı yaşta olduğumuzdan senin de Lego oynamaman çok normal:) Kaçırdık biz:)) Lara muhtemelen Duplo serisiyle oynuyor. Yaşına göre takip et, mutlaka beğendikleri olacaktır. Neler yapılabildiğini gördükçe daha bir hevesleniyorlar. Benimkiler sergiden sonra neler yaptılar neler:))
SilTasarım ve kullanılan malzeme zaten Lego`yu pahalı yapıyor. Eşimden kalan Legolar hala sağlam.
Ben teşekkür ederim Ülker`cim:)
Eneee, gecen gun Discovery dergisinde bu Lego robotlarini ve senin veletlerin yasindaki firlamalarin katildigi bir yarismayi anlatiyordu!!! Sizin buldozer de onun gibimi? Hani istersen program yaziyomusun da bu cimcimeler bilgisayar cagi cocugu oldugu icin sirf mekanik olursa sarmiyomusta filan :-))) Neyse, benim legolarim yoktu ama lego, kitap, robot turunden ne bulursam aliyorum yegenlere, bence cok da iyi yapiyoruz :-)
YanıtlaSilBizim buldozer de onun gibi bir şey:) Ama bunu robot gibi baştan yaratmıyorsun, robot yapmak, program yazmak ayrı bir iş:)
SilBenim de Legolarım yoktu üzülme:) Sen yeğenler için almaya devam et. Senin oralarda Türkiye`den ucuzdur.
Öptüm seni:)
Lego'yu ilk çocukluğumda komşunun kızlarında vardı onlar da görmüştüm ,oynatmazlardı hala aklımda olan eli kıskaç şeklinde ki adamları .O günden bugüne ne gördüm nede oynadım .
YanıtlaSilÇocuklar için güzel bir ziyaret olmuş sanırım sen de çocuklar kadar zevk aldın Semi.
Çocukların el becerileri hayal güçleri ve zekaları için eğitici bir oyuncak.
İcatların hikayeleri hep ilgi çekici oluyor ,bununda hikayesi güzel ve Semi'cim anlatma konusunda sen bir harikasın .
Legonun basit bir oyuncak olmadığını bu güzel yazında anlatıp bizleri bilgilen dirdiğin için çok teşekkürler Semi'cim
Çok teşekkürler güzel yorumun için, her zamanki gibi çok incesin:)
SilKomşu kızları oynatmadığına göre senin hatıralarında pek de güzel bir anısı olmamış Lego`nun. Vakit bulduğunda gidip bir incele yeni çıkan Legoları, belki ilgini çeker. Bizim için bile çok enteresan aslında:)
Sevgiler Fatoş`cum:)
çok güzel bir sergiymiş. Paylaşımınız için teşekkürler...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, gelip okuduğunuz ve yorum bıraktığınız için:)
SilGene beklerim:)
I like the photos a lot!
YanıtlaSilwould you like to follow each other ?
hugs
visit my
Blog | Facebook | Bloglovin
Ja und habe ich schon:) Danke!
SilSemi, bu Lego bence en faydalı oyuncak. Neden diyeceksin. Bizim Teo kreşe gidiyor orada öyle testler filan yapıyorlar ve bize karne şeklinde bir sonuç raporu geliyor. Teo bugün Ayça ile oynadı, Canla oynamadı, bugün Teo Lego bölümüne yöneldi logoları çok seviyor genellikle bu bölümü tercih ediyor.... filan fişmekan zekası gelişmiş diye. Nelere kadirmiş Lego yahu :))
YanıtlaSilLego`nun peşini bırakma Bolat:) Teo`nun sevmesi de çok iyi, sen de yönlendir bu konuda.
Silİstanbul`da (bahsetmedim yazıda) ya İTÜ`nün, ya Yıldız Teknik Üniv.`nin emin değilim, Lego robot atölyeleri oluyor. Ne kadar sık, nasıl, kaç yaş falan filan incelemedim. Sen inceleyip Teo`yu biraz daha büyüdüğünde götürebilirsin.
El becerisi, yaratıcılık üzerine başka bir oyuncak var mı bilmiyorum. Ben teknolojiden tamamen uzak tutmuyorum ama Lego`ya da fazlasıyla yönlendiriyorum. Gördükçe hevesleniyorlar:)
ahh ah eski günlere gittim seninle yine Semi,
YanıtlaSilbir zamanlar gazete verirdi lego parçalarını.Biriktire biriktire çoğalmıştı evimizde.Erkek kardeşim tam bir lego tutkunuydu.Neler neler yapardı !Abartmıyorum liseye gelene dek oynamıştır.Sonra derslerine odaklansın diye legolar saklanmaya başladı.Bu kez de ordaki merak elektroniğe kaydı.Trende seyahat ederken elektriksiz bir radyo yapmıştı kardeşim.Lego oynamasına bağlarım hep.
sen böyle deyince,anlatmadan geçemedim işte:))
ne güzel şeyler yazıyorsun.Sayende oturduğum yerden lego müzesini bile geziyorum:))
sevgiyle kal...
Gazetelerin Lego verdiğini hiç hatırlamadım. Atladım sanırım:)
SilKardeşine olumlu etkisi olmuş ama orası kesin. Liseye gelene kadar oynamasını hiç yadırgamadım. Ben oturunca oynuyorum zevkle:))
Güzel şeyler mi yazıyorum bilmiyorum aslında, bazıları için de önemsiz şeyler olabilir aslında:) Ben ne yaşıyorsam onu yazıyorum diyelim kısaca:)
Sevgiler benden de:))
Merhaba;
YanıtlaSilLegoları çocukken çok severdim. Kendime hep ev, kocaman bir bahçe arabalar ağaçlar ve çiçekler yapardım. O zamanki legolarımı hala saklıyorum. Evimin bir köşesini çocukluğum için ayırdım. Legoları zaman zaman eve gittiğimde çıkartırım ve kendimden geçerim. Benimkiler hep eski tipler tabi, şimdikilerden almaya zamanım hiç olmadı ama eskiler bile hala zevk veriyorsa kim bilir yenilerde ne hale gelirim ben:)Müzeye bayıldım çok güzel olmuş bence legolardan eski zamanları anlatmak. Masalın içinde masal gibi. En sonundaki oyun kısmına sanırım dayanamayıp ben de dalardım:)Belki buralarda bulabilirsem alırım, eşimle zamanda yolculuğa çıkar hasret kaldıklarımızı özlediklerimizi bir süreliğine de olsa unuturuz bakarsın:)Çok güzel bir yazıydı çok sevdim. Mutlu kal. Sevgiler
Çok teşekkürler içten yorumun için:)
SilSaklamak lazım gerçekten. Eşimin annesi saklamış ve şimdi bizim çocuklar oynuyor. Ben de saklamayı düşünüyorum. Bazıları çok güzel, ilk Legoları falan kesin saklamam lazım:)
Onlarla oturup oynadığımda ben de zevk alıyorum, aslında çocuk oyuncağı değil yani tam olarak. Yarattığın bir şeye benzeyince çok mutlu oluyorsun:)
En basit Legolar bence en güzeli. Son dönemlerde çok ecüş bücüş yaratıklar da çıkardılar, onları hiç sevmiyorum. Almıyorum da çocuklara. Çocukların sevdiği de daha çok Lego City. Hani polis, itfaiye, tren, uçak vs.
Gene uğra, ben buralardayım hep:))
Sevgiler oralara:))
Semicim bu yazını atlamışım ben, neyse ki maillerime baktım da haberim oldu. Tam da bu gün Deniz'le lego oynadık bol bol, şu sıralar en çok uçan araçlar yapmayı seviyor kendisi, mesela şu anda yerde dev gibi bir uçan cisim yatıyor:)
YanıtlaSilBen de arada çok yazı atlıyorum Fadiş. Özellikle yaz aylarında:))
SilNe güzel Deniz de seviyor demek ki Lego ile oynamayı. Lego konusunda ilginç şeyler yaratmayı seven daha Kai Felix:)
Bizdeki sorun da yaptıklarını saklamak. Bozulunca çok üzülüyor...
Öpüyorum Fadiş seni:))
sarma getiren bi anne yoksa darılırım bak :)
YanıtlaSilben logoyla puzzle ı karıştırdım bi. mevzuya ben çoçukken legom vardı diye girip, bi hava atacaktım ama kısa sürdü akıl oyunum :))
Çok güzel bir yazı olmuş. Okurken kendi çocukluğumu düşündüm sanırım benim de vardı legolarım. Fakat çok sevdiğimi söyleyemicem. Çok ilgimi çekmemişti o zamanlar. Günümüzde ise oyuncaktan ötesi oldu.
YanıtlaSil