3 Nisan 2013 Çarşamba

Basit İşler, Yeşil İşler

Basit işleri seviyorum. Basit için TDK tanımına bakarsak: "Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı" diyor. E ne güzel işte! Hayatı zorlaştırmanın anlamı var mı!
Benim sevme nedenlerim belli:
  • Sabırsızım. 
  • Çok uğraştığım işler genelde hayal kırıklığı yaratır. Ya da şöyle, çok didiklersem sonuç hüsran olur.
  • Basit işler bazen etkili sonuçlar çıkarır, bunu görmezden gelemem. 
  • Kabiliyetim basit işler üzerinedir, geri kalanlar bahanedir!
Yeni bir eve taşındığımda ev ev olmaya ne zaman başlıyor biliyor musunuz? Sağa sola sehpa üstüne, cam kenarlarına, hatta banyoya, boş bulduğum yerlere bitkiler, kaktüsler vs. yerleştirdiğim zaman evin tüm havası değişiyor, bir anlam kazanmaya başlıyor.
Yeşillikten çok anladığımdan değil, gözüme kestirdiğim bitkiyi de çoğaltmayı severim. Koyarım suya, kök salmaya başlayınca da ekerim. Bazen bir yere giderken hediye olur.
Bu yeşil sevdadan evdeki herkes de nasibini alır. Peer Ole birkaç sene önce doğum günü hediyesi olarak Bonsai istedi mesela:)
Hâlâ gözü gibi bakıyor, onu bile çoğalttık ama bitki olarak yani Bonsai yapmadık kendisini:) 
Yıllar önce Bonsai ile ilgili bir sergiye gitmiştik. Müthiş örnekler vardı, bilmem kaç yıllık. Çam ağacından, nar ağacına kadar. Orada biraz anlatmışlardı nasıl yapıldığını ama gözüm hiç yemedi. O apayrı ve zor bir iş:)



Sanırım bu satırları okuyan herkes bizlerin günlük yaşamda ne kadar çok şey tükettiğimizin farkındadır. Sadece evden çıkardığımız çöpe bakmamız yeterli bunu anlamak için.
Çöpleri ayırmak tabii ki güzel ve desteklenmesi gereken bir çözüm. Ama kabul edelim ki bunun ülkemizde çok yaygın bir uygulama olmadığı da ortada. Ayırdık diyelim, bunca plastik poşet nereye gidiyor? Hepsi geri dönüştürülüyor mu ki? Ya diğerleri? Gerek insanların cahilliğinden, gerek rüzgar etkisiyle deniz kenarlarına, ormanlara, yol kenarlarına...Kısacası her yere. Bu doğaya, doğal yaşama yaptığımız eziyetin ufakcık bir kısmı. Geçen sene hatırlarsınız belki, bir yürüyüş sonrası yazmıştım. Kuşların bizlerin sağda solda bıraktığı çöplerle nasıl yuva kurduğunu gözlerimizle görmüştük. (bkz. Go Semi Go)


Çözüm olarak ne yapabileceğimiz keşke çok basit olsaydı. Elimizden gelen sınırlı ve devede kulak aslında. "Az tüketmek" slogan olmalı. Poşet belasından tam olarak kurtulmak tabii ki zor. Bazı marketler doğada çözünen poşet kullanıyor, bazı mağazalar da. Bu konuda yıllardır duyarlı olan Migros var mesela, Metro`da da poşetler ücretli ya da TEMA`nın bez çantalarını alıyorsunuz. D&R, Tchibo, Watsons, LC Waikiki, C&A gibi aklıma ilk gelen bu mağazalar da doğada çözünen poşet kullanıyor. Yazıldığına göre "Bu ürün doğaya bırakıldığı zaman 12-24 ay içersinde bozulacak toprağa gömülmesi halinde mikroorganizmaların, nemin ve oksijenin bulunduğu ortamda ASTM D 6954-04 standardında belirtildiği gibi biyolojik olarak kırılıp doğada bulunan basit materyallere dönüşecektir." Koroplast firmasının doğada çözünür çöp torbaları da mevcut.


Benim tüketme kalemlerim arasında sanırım kıyafet en son geliyor. İhtiyaç ötesine zor geçer, moda takibi bizim eve uğramaz, bulunsa da mutlaka tesadüftür, moda olsun diye alınmamıştır. Kai Felix, mümkün olduğunca Peer Ole`nin eski kıyafetlerini giyer, tıpkı bizim çocukluğumuz gibi. Giymediğimiz kıyafetler ihtiyaç sahiplerine gider, giyilmeyecek durumdakiler de farklı şekilde değerlendirilir. Okul Aile Birliği olarak okulda bununla ilgili farklı zamanlarda organizasyonlar yaparız, gerek kıyafet, gerek kitaplar bazı okullara ulaştırılır.
Sakın bunları anlatırken kendimi "kusursuz" hissettiğimi düşünmeyin. Keşke olsam, keşke herkes kendisini çevreye duyarlı olmakla yarıştırsa...
Birlikte öğreniyoruz, uygulamaya çalışıyoruz. Sizin de konuyla ilgili anlatmak istedikleriniz varsa mutlaka yazın. Çevreye duyarlı firmaları, yapılan güzel uygulamaları bilelim ve destekleyelim ki sayıları çoğalsın.

53 yorum:

  1. ne kadar becereklisiniz. kocanız çok şanslı.

    YanıtlaSil
  2. Sabah süprizi, blogun iş yerimde açıldıııııı....Özlemişim yazılarını...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin Nil tekrar:)
      Ben de beni unuttuğunu düşünmüştüm:)

      Sil
  3. Sanırım saksıdaki sarmaşık. :) Saksı düzenine bayıldım diyebilirim, içtenlikle.
    Poşet kısmına gelince, maalesef bu konuda iyi değilim. Dikkat etmem, doğruyu söylemek gerekirse. Aslında dikkat etmeye çalışsamda çevremde bunu başaramam. Bildiğim hepsi bildiğimiz poşet işte. Kullanacaksın yani.
    Yine suçu başkalarına attım değil mi? Çok hainim. :)
    Ama yerlere çöp atmam. Bu da birşeydir. değil mi? :) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saksıdakiler karışık, yani sarmaşık türü bir şey. Tam adını hatırlamadım şimdi. Ortadakiler yosun türü, bahçeden gölge ve nemli yerlerden aldım:) Beğenmene sevindim:)
      Poşet konusunda dikkatli olmak lazım. Artık ufacık el çantalarına bile girebilen açılınca çanta olan minik çantalar var. Onlardan bulundurabilirsin mesela. Ya da diyelim ki AVM`lerde bir şeyler aldın, en azından bir poşet içine diğer ufak tefek aldıklarını koyup hiç olmazsa minimum poşetle çıkabilirsin. Ben yanımda bez çantam yoksa öyle yapıyorum. Pazarda da aynı, hepsine ayrı ayrı poşet almak yerine iç içe koyuyorum.
      Yerlere çöp atmaman tabii ki artı puan:))

      Sil
  4. Saksı tasarımı süper olmuş uğur böceği, taş, kurbağa, sarmaşık, ne güzel fikirler.. çok hoş görünüyor :)

    Doğada çözünen poşetler ilk çıktığında acaip sevinmiştim, çoğu süpermarket artık doğada çözünür malzemeden üretilmiş poşet kullanıyor. Bence basit görünen büyük bir adım çünkü öyle çok poşet kullanılıyor ki.. Eve yakın olduğu için Migros'tan çok sık alışveriş yapıyordum ve evde sürekli bir poşet yığılması oluyordu. Fakat günün birinde doğada çözünmesi gereken o poşetlerden biri bizim evde çözününce her yer batmıştı. Bez çanta en iyisi tabi ama doğada çözünen poşetleri hızlıca doğaya bırakmak ta fena fikir değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmenize sevindim, teşekkürler:)
      Doğada çözünen poşetlerin gerçekten çözündüğüne ben de tanık oldum. Çekmecede unutmuşum, ufalanmış un gibi olmuştu:) Bez çanta tabii ki en iyisi, yıka yıka kullan:) Ben yıllardır öyle yapıyorum. Ya da yapmaya çalışıyorum, arada unuttuğum oluyor elbet. İnsanlık hali:)

      Sil
  5. Tüketim konusunda ne de doğru yazmışsın. Sürekli tüketiyoruz. Bitmek tükenmek bilmeyen bir açlığımız var. Duyuyorum bazen "şu ayakkabının bu renginden de aldım o renginden de aldım"......
    Geri dönüşüm bizim evin vazgeçilmezi zaten. Mesela biraz eskimiş küçülmüş aslılı bir tişört altı basitçe dikilerek poşete dönüşebiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az bile yazdım. Müthiş tüketiyoruz! Markette, sağda solda insanlar görüyorum neler satın alıyorlar neler...Modayı nasıl takip ediyorlar, çocuklarına nasıl marka kıyafetler giydiriyorlar...Ben bayram gibi özel günler hariç çocuklara özel bir şey almıyorum. Çocuklar için en çok harcama yaptığım ise ayakkabıları. Ayak sağlığı önemli ama onu da ihtiyaçları olmadan almıyorum.
      Sizin evin geri dönüşümlerini bilmeyen yok zaten:) Harikasınız!

      Sil
  6. Teşekkürler Semi.
    Çevreye duyarılı olmanın bir yolu da mümkün olduğu kadar az ambalaj kullanan malzemeler almak. Ben dışarıda yenilen yemeklerde tabakta servis edileni tercih ediyorum. 1 hamburger menüsünden çıkan çöpü düşünün. Dışarıdan su almamak da bir yol.
    Bez torbalar, çöp ayırma vs ben de yapıyorum ama bir yumurta kutusunun bile ne kadar çok çöpü var. Kutu var, kartonu var üzerinde bir de plastiği var.... buna çözüm bulmak lazım. Ya da ben yanlış alışveriş yapıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az ambalajlı ürünlerde de aynı düşünüyorum. Çok çöp üreten ürünleri tercih etmiyorum ben de.
      Su almak demişken sana bir video, belki de biliyorsun. Çok etkili ve aslında dünya ekonomisinin nasıl işlediğine çok sıkı bir örnek. Tüket, tüket, tüket!
      http://www.youtube.com/watch?v=gQpdIGwVfZ4
      Her şeye çözüm bulamıyoruz maalesef. Ben o kadar dikkat ediyorum gel benim evden çıkan çöpe bak! Şaşıp kalıyorum bazen. Bir de dikkat etmesem ne olacak acaba...
      Duyarlı insanların sayısıyı artmalı ve böyle düşüncesiz üretim yapan firmalar da kendisine çeki düzen vermeli. Başka yolu yok ve gelecek istatistiklerine bakarsan durum vahim. Son yaklaştı...

      Sil
  7. Düşüncelerinde çok haklısın bencede. Öyle bir tüketim toplumunda yaşıyoruz ki hepimiz sadece tüketiyoruz . üstelik bilinçsizce. Yapılmak istenen iyi şeylerede karşı çıkıyoruz. Çanakkale'de pazarlarda poşet kullanımını azaltmak için bir uygulama başlatmışlardı, kese kağıdı olacaktı daha çok ama bir çok insan 'ben kese kağıdı ile taşıyamam, poşet yokmu poşet' dediği için uzun ömürlü olmadı.
    Ben annemim kızıyım. Hep aynı şeyi söyler 'bu kadar poşet , bu kadar insanın çöpü nasıl yok olur' Oda bende genelde kocaman bir bez poşetle pazarımızı yapıyoruz. Poşet istemiyorum dediğim zaman pazarcı olmaz domatesler ezilir diyor :)
    Bu arada bir ziraat mühendisi olarak doğada çözünen poşet olayının malesef sadece laf ebeliği olduğunu söylemek istiyorum. Yani doğada çözünmeyen hiç bir şey yok. Mühim olan ne kadar sürede çözündüğü. 1000 yıl yada 1 yıl :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O tarz girişimler buralarda da yapıldı. İnsanlara bez çanta dağıtıldı, insanlar alıp evlerine götürdüler. Markete giderken kullanan var mı, yok! Bazı şeyler yapılırken gerekli, herkesin anlayabileceği şekilde anlatmak gerekiyor. Bizim belediyerlerde bu eksik. Yapmış olmak için yapılıyor gibi geliyor. Halkı kökten bilinçlendirelim gibi bir düşünceleri olduğunu hiç zannetmiyorum.
      Annen haklı. Bu kadar çöp nereye gidiyor? Hepsi geri dönüşmüyor sonuçta.
      Doğada çözünen poşet olayı aynen yazıldığı gibi demek isterim. Normal poşete göre daha kısa bir sürede (12-24 ay deniyor) çözünüyor, ufalanıyor. Çekmecede unuttuğum poşeti (kaç ayda tam olarak söyleyemem ama) ufalanmış olarak buldum:)
      Ben AVM`lere bez çanta ile gidiyorum. Aynen dediğin gibi mağazadakiler poşet istemiyorum deyince afallıyorlar:)

      Sil
  8. Baktım gidiyorum, sindire sindire okumaya geleceğim sonra :))

    YanıtlaSil
  9. Süpersiniz yine. Her yazıdan enerji taşıyor.
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  10. ne kadar güzel düşünceler. insanoğlu doğayı sorumsuzca, hiç bitmeyecek gibi kullanıyor. keşke herkes bi parça duyarlı olsa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke diyorum ben de:) Çocuklarımızı böyle yetiştirsek en azından onlar bilinçli olsa...

      Sil
  11. Ya ben yeşillik hiç yetiştiremiyorum, sanırım sevmek ilgilenmek lazım ama beceremiyorum o kısmını, ne acı değil mi: ((( Ya suyunu fazla koyuyorum yada kurutuyorum:(

    Tüketim konusunda çok çok haklısın ne güzel de yazmışsın. Kıyafet konusunda da... Geçen gün Defne okula giderken baştan aşağı abisinin kıyafetleri ile donanmıştı, karşı komşu da bi iki lafla takıldı bana,söz de laf sokuyordu, çokda umrumdu sanki sarı kafalı süslü kokoş...

    Keşke en azından 10 kişiden 3 ü dikkat etse, ne çok şey değişir ama umursamamazlık varya, "aman bişey olmaz bi kereden" sözleri ile yapılanlardan neler neler oluyor keşke uzaktan bakabilsek ve görebilsek.
    Bir basit işler kadınından selamlar: )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yetiştirmesi kolay bitkiler var aslında. Yani belki hassas bitkiler değil de, ortama daha kolay uyum sağlayan bitkiler yetiştirebilirsin. Fotoğrafta gördüğün sarmaşık gibi olan bitki mesela. Adını unuttum ama çok basittir. Ya da kaktüsler, kaktüs türü olup da gene çok sulama ve bakım istemeyen bitkiler var.
      Öyle komşulara hiç takılma. Defne giyebildiği kadar giysin. Büyüdüğü zaman zaten giymek istemeyecek muhtemelen. Hiç olmazda itirazı yokken giydir. Kai Felix de şu an sesini çıkarmıyor, güzel güzel giyiyor. Doğum günlerinde, bayramlarda zaten annem, teyzeleri vs.yeni kıyafetler alıyorlar. Yani o kadar da eskici değil:)
      Ben şu sıralar dünya üzerine yapılan istatistiklere fazla baktım, çok karamsarım o yüzden. Gidişat iyi değil ve kimse bir şey yapmıyor. Herkes para peşinde işin özeti. Birileri bize tüket tüket diyor, biz de bununla mutlu olduğumuzu sanıyoruz. Yukarıda Mina`nın yorumunda da paylaştım sana da yazayım. Videoyu bir izle: http://www.youtube.com/watch?v=gQpdIGwVfZ4

      Sil
  12. merhaba

    saksınız harika. umarım en baş köşede olmasa da güzel bir yerden uzun zaman ailenizi gözetler durur uğur böceğiniz ve kurbağanız :)

    malesef henüz tedavisi bulunmamış hastalığımız tüketim çılgınlığı kapitalist yönetim ve ekonomi konulu bir nutuk çok klasik olacak o sebeple bence bireylere üretime yönlendirmeliyiz. avrupa hatta amerikanın bazı yerleri her ne kadar az olsa da yeniden üretici konuma geçmek için elinden geleni yapıyor. bir nebzede olsa martha stewart belki buna örnek gösterilebilir.

    poşetler gerçekten çok önemli tüketim hastalığımızın bir yan etkisi. eski dantel fileler vardır ya da ilmekle örülmüş derin torbalar. ne kadar çözümcüymüşüz. aynı zamanda ne kadar sanatkar.

    ben dayanıklı koltuk yüzleri kumaşlarından çok kullanımlık poşatler dikiyorum. pazarda dibine patatesler ve soğanlar diyerek diziyorum. ve en azından pazardan poşet almıyorum. yeterli mi hayır başlangıç mı evet

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler:) Süslüyorum biraz saksıları ve bu konuda çocukların minik oyuncakları yardımcı oluyor:))

      Tüketim korkunç boyutlarda aslında ama bizler günlük yaşamda bunun pek de farkında değiliz. Bir şey alırken gerçekten bin kez düşünmemiz lazım. Amerika demişken şu video aslında bizi özetliyor: http://www.youtube.com/watch?v=gLBE5QAYXp8

      Ben de mümkün olduğunca poşet kullanmamaya çalışıyorum. Ama yeterli değil elbet. Daha az ambalaj tüketmemiz lazım ya da böyle ürünleri tercih etmemiz gerekiyor. Çok şey var ama olsun, dediğiniz gibi bir yerden başlamak lazım. Ve bunu yaygınlaştırmak lazım. Çok da güzel bir tarafa gitmiyor Dünya:(
      Zaten her şey şu plastik yüzünden olmadı mı? Ne güzeldi, kese kağıtları vardı, fileler vardı. Annemle hep yanımıza alırdık pazara giderken. Suyu musluktan içerdik, pek çok cam şişe de depozitolu idi.
      Önceleri poşetler de, diğer ambalajlar da kolaylık olarak görüldü ama artık hiçbir ülke baş edemiyor. Hepsi geri dönüştürülemiyor. Yaklaşık 80 yılda çözünüyor pet şişeler.

      İyi bir örneksiniz, devam edelim. Az ama olsun, herkes bir şeyler yapsa bu durumda olmazdık zaten.

      Sil
  13. Amerika'da yaşayan canım bilim insanı kuzenim Duygu (Nefis yazıları var bu arada link vermeden geçmiyim :) www.biyolokum.com)bir keresinde Amerika'da tek bir parti sonrası evden çıkan plastik çöp yığınlarını gördükçe kendisinin Türkiye'de otobüsle seyahatlerinde plastik bardak kullanmamak için yanında fincan taşımasının gözüne anlamsız göründüğünü yazmıştı. Ama daha sonra minik de olsa her olumlu katkının etkisi olduğunu, yani dünyadaki "iyiler"in bu çabaya değiyor mu diye şüpheye düşmemesi gerektiğini (daha iyi bir ifadeyle :) anlatmıştı. Çabalıyoruz az da olsa olumlu katkısı oluyor. Sevgilerimle. Bu arada fast food çantaya bayıldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Linki mutlaka inceleyeceğim.
      Evet az da olsa bir katkı mutlaka var. Ben en azından hep bu küçük katkıları yapıyorum, hem de çocuklara defalarca anlatıyorum. Onlar da bu sayede çok hassaslar bu konuda. Çoğu yaşıtları gibi değiller, çok daha bilinçli oldular.
      Herkesin yapması lazım ve dediğim gibi bu çevreci firmaların da sonunda kadar desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.
      Sevgiler:)

      Sil
  14. Basit işleri severim diyorsun ama bence o kadar da basit şeyler yapmıyorsun:) Gaaayet beceriklisin! Ve devamlı da faaliyettesin. Gerçekten tebrik ediyorum seni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok Sezer`cim basit işler gerçekten:))
      Tebriklerini gene de aldım, çok teşekkürler:)

      Sil
  15. bazen kızıma aşılamaya çalıştığım bu farkındalık denen şey kötümü yapıyorum acaba dedirtiyor bana.öyle şeyler söylüyor ki bana cevap veremiyorum.çöpleri koyarken anne bunlar geri dönüşüme dediğinde bakıyorum yüzüne.olabildiğince dikkat etmeye çalışıyorum ve ailemdekilerede bunun farkında.çantamda mutlaka bez torbam var poşet istemiyorum dediğimde insanlar şaşıyorlar.sebze meyve yıkadıktan sonra ki suları bahçemdeki birkilere veriyorum.sebze meyve kabukları bahçenin belirli yerlerinde gübre olarak bırakılıyor.aynı şekilde meyve çekeirdeklerinide TEMA dan okuduğum bir yazı çok etkiledi beni hiç bir zaman çöpe atmıyorum ve muhteşem bir şey her bahar atılan her çekirdeğin fidesini yeşeririken görmek.annamin çok güzel bir sözü var şimdikiler önce poşet poşet eve taşıyorlar eşyaları sonrada poşet poşet çöpe atıyorlar der.ama çok zor o tüketim döngüsünün dışında yaşamaya çalışmak.çünkü her şey hazır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel yapıyorsunuz! Aynı şeyleri düşünüyoruz. Çocuklara farkındalık kazandırmak kimi zaman bana da çok iyi bir şeymiş gibi gelmiyor. Ama böyle yaşayınca zaten onlar da evde olup bitenleri öğreniyor.
      Poşet deyip geçmemek lazım. Bakın ben o kadar dikkat ediyorum ama gene de bir çekmece dolusu poşet var evde. şekilde kaçmak mümkün ama tamamen de mümkün olmuyor.
      Tüketim de aynı, ihtiyaç dışı bir şey almıyorum. Hepsinin başı tüketmek çünkü. Yapabilceğimiz neyse yapmamız lazım. Biraz biraz, ufak ufak. Herkes sizin, benim gibi düşünse keşke...

      Sil
  16. Yazınızı ilgi ile okudum. Kendi adıma birkaç yıl önce okuduğum, hayatını 100 parça eşya ile geçirme ve gerekmedikçe yeni birşeyler almadan sadece iyi vakit geçirmek için harcama yapma anlayışını uygulamaya çalışıyorum. 100 parça eşya ayırmam bu saatten sonra zor ama kullanmadığım birçok şeyi ihtiyaç duyan insanlarla veya kurumlarla paylaşıyorum. Bu anlayışa göre Evi eşyalarla doldurmadığınız için evi sadece kendiniz kullanıyor eşyalarla paylaşmak zorunda kalmıyorsunuz. Paranızı da ailenizle keyifli vakit geçirmeye harcıyorsunuz.
    Ayrıca Çöp ayırımını mutlaka yapmaya çalışırım. Naylon poşetleri elimden geldiği kadar kullanmam. Yeterli değil ama her geçen zaman biraz daha dikkatli ve doğaya karşı özenli olmaya çalışıyorum.
    Paylaşımınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 100 parça eşya anlayışını duymamıştım. Çok hoş duyuluyor.
      Prensip güzel. Biz de kullanmadıklarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Gerçekten ihtiyacım olmayan bir şeyi de almıyorum. Çocuklara da bunu anlatıyorum.
      Bir evde neler var kullanmadığımız aslında. Neler çıkar...Bu anlayışı beğendim gerçekten.
      Poşet baş belası. Çok basit bir konu gibi ama ciddi problem olduğunu düşünüyorum. Bez çanta taşımak küçük bir adım ama yapılması gereken bir adım aynı zamanda.
      Okuduğunuz ve paylaştığınız için ben teşekkür ederim.

      Sil
  17. Harikasın Semi, oğluşlar da senin yolundan gidecekler belli. Kıyafet konusunda ben de öyleyim moda ile pek ilişkim yok beğendiğimi giyiyorum, eskiyinceye kadar giyiyorum:) Oğluşun pek çok kıyafeti de kuzenlerinden geliyor biz de küçük gelenleri ihtiyacı olanlara veriyoruz. Çiçeklerini, üstündeki süsleri pek beğendim, yosun fikri çok hoş, şu gölgelikleri, ağaç diplerini bir araştırayım hemen:)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fadiş`cim aynı jenerasyonun çocuklarıyız seninle. Biz böyle büyümedik, annem bize hep dikerdi, örerdi. Moda takibi yapılmazdı zaten. Ben de senin gibiyim, eskiyene kadar giyiyorum, bana olmayan kıyafetleri de ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorum, ya da bozup çanta yapıyorum:)
      Yosun bahçede çok bu sene. Kış daha doğrusu çok soğuk olmadığından yosun artmış bahçede. Saksıda da çok hoş oldu gerçekten:)
      Beğenmene sevindim:)

      Sil
  18. Ben senin o cantani yerim, yerim!

    Bonsai aslinda cok zor gorunen fakat cok kolay bakilabilen bir sey. Yapim asamasi uzun, maalesef itina gerektiriyor, biz bir sene 20 tane agac tohumu alip once buzlukta sonra coraplarin cekmecesinde aylarca bekletip (mevsim taklidi yaptik kendilerine :-) sonra ektik, tuttular, oldular ama buyutemeden oldurduk hepsini :-) Sonra gittik direk aldik birer tane :-) Bence alin, yoksa 10 sene kim bekler agac olsun bucur olsun diye :-) Ben buradan teknik destek veririm size :-)

    Geri donusum konusunda tek diyecegim biraz analarimiza baksak gorecegiz aslinda millet olarak 'idare' ve 'tutum' adi altinda en birinci cevreci olabilecegimizi :-)

    Herkes degil tabi de dogayi seven, yasamayi seven en onemlisi insana onem veren buyukleri goz onune aldigimizi farz ediyorum :-)

    Bugun, cok begendigim ve hatiri sayilir bir yemek dergisi olan Cook's Illustrated (America's Test Kitchen) dergisinde bazi kizartma yaglarinin tekrar kullanilabileceginden bahsedince annem aklima geldi! Ey gidi ey diyorum :-)

    Ha bu arada sen sormadan soyliim benim kumaslar haaaaala duruyo anacim, sihirli degnekle kafama vursan belki bu okuz (Boga burcuna istinaden) kimildar! HAHAHAHA

    OPtum hepinizi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başak`cım aynen dediğin gibi, annelerimiz örnek olmalı. Ben de hep annemin diktikleriyle, ördükleriyle büyüdüm ve ablamlardan kalanlarla.
      Bonsai sergisinde telleyerek yaptıklarını görmüştüm. Ama gözüm yemedi açıkcası. Bizim Bonsai`yi budayıp çoğalttık, kendisi bitki olarak büyüyor şu anda. Ne kadar büyür bilmiyorum:) Senin teknik desteğin de iyiymiş ama anlattığına göre pek zorlu:)
      Kızartma yağları bizim bağlı olduğumuz belediye topluyor. Sanayide kullanılıyormuş. Ama her belediye yapmıyor tabii.
      Kumaşlarla yap artık bir şeyler. Kendine haksızlık yapma, o kağıttan bir ton yaptığını gördüm blogunda:)

      Ben de öptüm seni:))

      Sil
  19. Sevgili Semi, dünya iyissi insan. Seni bu memlekette overkualifaylt ilan ederler. Bu memletin insanlarının %5'inin senin gibi olacağını bilsem ne gam kalır ne tasa :)) Kai Felix'i öpüyorum Peer Ole'ye selamlar kızdırmasın Kai Felix'i Ole, kızarım sonra ben ona :) adamımsın Kai :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman efendim neler duyuyorum, kızardım bozardım utandım:))
      Çok ufak meseleler bunlar ama herkes birazcık uygulasa keşke diyorum.
      Çocuklara selamlarını, öpücüklerini ilettim çoktan:)
      Sevgiler:)

      Sil
  20. Bu konularda kusursuz görüyorum ama ben seni çalışkan ve bir o kadar mahçup bezelye Semi....
    Keşke insanoğlu bu konulara takılabilse...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kusursuz değilim Begit, keşke olsam:)
      Herkesin yapabileceği bir şeyler olmalı diye düşünüyorum hepsi bu.
      Hiç olmazda çocuklara iyi bir örnek olmamız lazım. Çocuklar gördüğünü çok iyi uyguluyor, lafla olmaz bu işler:)

      Sil
  21. Basit işler demişsin ya çiçek yetiştirmek için, ne zor iş benim için bir bilsen :( Bizim de var çiçeklerimiz pardon yani kocamın var, o bakıyor, saksılarını değiştiriyor, hatta bu sabah hepsinin saksısına nazar boncukları bile yerleştirdi nazarlanmasınlar diye :)) O kadar yani düşün, deli oluyor çiçekleri için ama ben unutuyorum onları, yani onların canlı olduğunu, suya ihtiyaç duyduklarını vs.. :( Ne fena di mi, çok kötüyüm ben çoook...
    Bez çantaya bayıldım, ellerine sağlık... Ben de artık çocuklara fazla kıyafet almıyorum, Nehir'in bebekliğindeki görmemişliğim geçti çok şükür, çantalar dolusu kıyafet dağıtınca kendime geldim :( Az az alıyorum artık, günah di mi hem :))
    Öperim Semicim ve Aferin bak isteyince daha sız yazabiliyomuşsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O nasıl koca öyle ya:)
      Benimki hayatta ilgilenmez. Sen de ilgilenen birini bulmuşsun bence o yüzden anlamam diyorsun:))
      İnsan bebek sahibi olunca alıyor da alıyor. Aslında bebek kıfayetleri en az giyilen kıyafetler.
      Ben çocuklara eşofman takımı falan pazardan alıyorum. Bizde en çok giyilen o evde:)
      Kız çocuklar tabii biraz daha seçici ama benim oğlanların sesi çıkmıyor. Kai Felix de şimdilik Peer Ole`nin eskilerini giyiyor, şikayeti yok:)
      Senin gibi çalışkan bloggerdan aferin aldım ya tamamdır:)
      Çok öptüm:)

      Sil
  22. hepimizin elbette oluyordur ufak tefek sorunları ama istemeden olduğunu da biliyoruz bunların.
    Çabalamak ve duyalı olmak güzel bir meziyet bence...Ben bile bile yerlere çöp atan,iki adım ötesindeki çöp kutusuna gitmeye ezirgenen insanlara kızıyorum..ben de de hep ceplerimde çöp vardır.Çöp kutusu görmediğim yerde ceketimin veya çantamın bir köşesine iliştiririm,sonra unuturum,birikince de toplu temizlik malum...olsun sonuçta elimden geleni yapıyorum:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ufak şeyler bu anlattığım ama herkesin dikkat etmesi lazım.
      Benim de çantamın içi çöple doludur. Çocuklarla bir yerlere gitmişsem çöp sayım artar haliyle:)
      En nefret ettiğim insan modeli arabasının camından sağa sola çöp atanlar, izmaritlerini park yerinde dökenler. Toplayıp evlerine gidip orta yere atasım geliyor! Bu nasıl bir salaklık, insanoğlu doğadan besleniyor, içiyor, havasını soluyor...Sonra geliyor, pisliğini bırakıp gidiyor!
      Senin, benim gibi insanların çoğalmasını diliyorum:)

      Sil
  23. Ne güzel fikirler...
    Mutlu haftalar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Size de mutlu hafta sonları:)

      Sil
  24. Yazıyı okudum ama uzun yorumlar eksik kaldı şimdilik. Sonuna kadar katılıyorum düşüncelerine. Bir kaç yldır ben de bu konuda çaba sarfediyorum. Poşet almyorum mağazalardan sonra giysi aynı şekilde' Çöpleri ayıramıyorum elektronik ve pil dışında toplamıyor belediye ama. Mümkün olduğunca az tüketmeye çalışıyorum. Su, deterjan da aynı şekilde' Ama cimriye çıktı ismim sanırım komik değil mi :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az tüketince adının çıkması normal:) İnsanlar anlamıyor, mağazalarda poşet istemiyorum deyince tuhaf bakıyorlar:)
      Burada çöpler ayrılıyor ama ayrılanlarla ne yapıyorlar bilmiyorum. Bundan da şüpheliyim. Plastiğin geri dönüşümü çok zor. Kağıt, karton nispeten kolay.
      Pil kutuları marketlerde var, çocukların okulunda da var.
      Adımız cimriye çıksın, takılma. Çocuklarımız bizim değerimizi anlayacak büyüdüklerinde:)

      Sil
  25. yeşilliklerle uğraşmak ne keyiflidir, ben de anladığımdan değil ama çoğaltabildiğiklerimi çoğaltıyorum. benimde hediye etmişliğim vardır:)
    az tüketmek ve çevreye karşı sorumluluklarımız hakkindaki düşüncelerimi az-çok biliyorsun. herkesin mutlaka yapacak birşeyleri vardır, daha fazla geç olmadan... evimin bir köşesinde piller, bir köşesinde geri dönüşebileceğini düşündüğüm materyallerle dolu, gerektiği zaman ilgili yerlere bırakıyorum. birazcık faydalı olabiliyorsam ne mutlu bana. sanada bu güzel konuya değindiğin için teşekkür ediyorum. hassas insan:))
    öpüyorum seni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni biliyorum zaten Nagehan`cım:)
      Herkes ufak da olsa bir şeyler yapabilir. Ne kadar yapabilirse...
      Çok da zor değil aslında, biraz dikkat sadece. Doğaya ve gelecek nesillere olan sorumluluğumuz bizim.
      Keşke herkes senin gibi düşünse...
      Çok öptüm seni:)

      Sil
  26. Semi, ben kış başından beri Yunanistan'a -toplayabildiğimce- giysi, yiyecek ve ilaç gönderiyorum. Aklında olsun.

    YanıtlaSil
  27. eger vakıt yoksa o ısler nasıl guzel kelır pratıklıgınden ...cok guzel orenkler tesekkurler

    www.kuzununannesi.com

    YanıtlaSil
  28. Çok başarılı bravoo, t-shırt ve çanta olayına bayıldımm. Bende yaparım böyle arasıra...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, dikişi zaten severim, böyle şeyler yapmak çok iyi geliyor arada:)

      Sil